Hayal gücünü bir atambaya yükleyip ufka fırlatan Yasak Helva, yeni albümünde türlerin ve zamanların sınırlarını aşan bir ses yaratıyor. “Atamba”, hem düşsel hem toplumsal bir yolculuğun kapısını aralıyor
Yasak Helva, ikinci albümü “Atamba” ile türlerin, kültürlerin ve zamanların iç içe geçtiği yeni bir anlatı kuruyor. Grubun kendi deyimiyle “hem buralı hem oralı” olan bu müzikal dünya, geleneksel ile modernin, bireysel deneyimlerle toplumsal hafızanın iç içe geçtiği çok katmanlı bir yapı sunuyor. 2019 tarihli çıkış albümleri “Rektefe” ile alternatif sahnede kendine özgü bir yer edinen Yasak Helva, yeni albümleri Atamba’da türler arası geçişkenliği daha da ileri taşıyor. Rock, funk, disko, caz gibi birikimlerini çağlama, cümbüş, perdesiz gitar ve bas gibi geleneksel enstrümanlarla harmanlayan grup, sekiz özgün parçalık bu albümle dinleyiciyi yeni bir yolculuğa davet ediyor. Albümün adını aldığı “atamba”, Balıkesir ve çevresinde sapan anlamına geliyor. Grup üyeleri için bu çocukluk nesnesi, hayallerin taşlara yüklenip ufka fırlatılması anlamına geliyor. “Taşları bir hedefe nişanlamaktan ziyade, hayallerimizi taşlara yükleyip ufka doğru havalandırmak, hatta o atambanın içine direkt olarak kendimizi koyup hayallerimize fırlatmak bizim düşümüz” diyen grup, albüm kapağındaki atambanın meşinindeki renkli meşe yani misketin de sekiz parçanın tarz çeşitliliğine de bir gönderme olduğunu söylüyor.
‘Her yerli bir üretim’
Grubun kültürel kimliğini tanımlarken kullandığı ‘hem buralı hem oralı’ yaklaşım, albümün her parçasına yansıyor. Bu durumu, “Bu topraklar birçok taraftan bir şeyler barındırıyor zaten. Farkında olup derine daldığımız oranda buralı, kalan tüm küresel değerleri sevip sahiplendiğimiz oranda da oralıyız” diyerek özetliyorlar. Türküleri, cazı, rock’ı ve tüm evrensel değerleri kendilerine ait gören grup, müziğini coğrafi bir sınıra hapsetmeden ‘her yerli’ bir perspektifle üretiyor. Albümün yaratım süreci ise zaman zaman bireysel, zaman zaman kolektif ilerlemiş. Pandemi döneminde fiziksel olarak bir araya gelemeyen grup üyeleri, uzaktan da olsa üretimi sürdürmüş. Albümün prodüksiyonu da tamamen grup içinde gerçekleşmiş. Albüm sürecini yönlendiren şeyin dünyanın ve Türkiye’nin son beş senesi olarak tanımlayan grup ilhamlarının toplumsal arka planını da vurguluyor.
‘Bizim tiplerin hikâyeleri’
Albümdeki parçalar, son beş yılda yaşananlara tanıklık eden hikâyelerle örülü. Yasak Helva albümdeki parçalaı şöyle anlatıyor: “’İmansız’, bizim sevda türkümüz gibi konumlanırken ‘İsmet’, yüzyıllardır değişmeyen güce ve güçlüye meyyal, aşina bir tip. ‘Kafalar Yeşil’, betona düşkün, tabiata düşman olanlara maruz kalıp akıl sağlığını korumaya çalışan yine içimizden birinin veryansını… ‘Südkoyn’ ve ‘At Arabası’nda da anlatılanlar da her sosyal sınıftan bizim tiplerin hikâyeleri özetle.” Her bir favori seçemeseler de grup bu soruya “Bozaksak”ı işaret ediyor. Hem geleneksel hem çağdaş ögeleri buluşturan eser, Yasak Helva’nın hem oralı hem buralı tanımını pekiştiriyor.