Haftanın filmleri: Korku, dram ve macera bir arada

“The Final Party”: Mezuniyet öncesi okul partisi düzenlendiğini öğrenen burslu öğrenciler, partiye katılmaya karar verir. Okulda türlü zorbalığa uğrayan burslu öğrenciler, partiye gittiklerinde zengin seçkinlerin karanlık çocukluk travmaları üzerine harekete geçerek yarattıkları bir terör gecesiyle karşı karşıya kalırlar. Kendilerini korkunç bir tuzağın içinde bulan öğrenciler, şafak vaktine kadar kaos ve şiddetten sağ çıkmak için mücadele eder. Senaristliğini ve yönetmenliğini Bilal Kalyoncu’nun üstlendiği haftanın korku filmlerinden “The Final Party”nin oyuncu kadrosunda Elia Berthoud, David Christian, Arya Shahbazy ve Adem Yılmaz yer alıyor. Türk sinemasında korku-gerilim türüne farklı bir soluk getirmeyi amaçlayan film, Türkiye ile beraber Kanada, Avusturya’da da vizyona girecek.

“Everyone Is Going to Die/Herkes Ölecek”: İngiliz yapımı bu gerilim filmi, şiddete feminist bakışıyla öne çıkıyor. Zengin bir girişimci, arasının bozuk olduğu kızı kızı Imogen ile barışmaya çalışır ve onu doğum günü yemeği için lüks evine davet eder. Ancak evleri, av tüfekleriyle silahlanmış iki garip, maskeli kişi tarafından istila edildiğinde, ölümcül bir kedi-fare oyunu başlar. Bu olay, hayatlarını değiştiren bir gerçeği ortaya çıkaracaktır.

“Long Gone Heroes/İntikam Operasyonu”: Senaristliğini ve yönetmenliğini John Swab’ın üstlendiği aksiyon filmi; hayattan kopmuş, umudunu yitirmiş Briggs’in hikâyesini anlatıyor. Briggs, kayıp gazeteci olan yeğeni Jennifer’ın izini sürmek üzere Orta Amerika’ya geri döner. Jennifer, yasa dışı bir özel askeri operasyonu araştırırken ortadan kaybolmuştur. Briggs, geçmişiyle yüzleşmek ve yeğenini kurtarmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Adım adım ilerledikçe, sadece Jennifer’ın değil, aynı zamanda vicdanının da izini sürer. Filmin oyuncu kadrosunda Andy Garcia da var.

“What Marielle Knows/Ne Halt Ettiğinizi Biliyorum!”: Bu sene Berlin Film Festivali’nde Mansiyon Ödülü kazanan Alman yapımı filmin senaristi ve yönetmeni Frédéric Hambalek. 12 yaşındaki Marielle bir sabah zihin okumaya başlar. Anne ve babası aynı odada olmasa bile onların ne yaptığını duyabilir ve görebilir. Bu olağanüstü yetenek; bastırılmış düşünceleri, unutulmak istenen anıları ve küçük yalanları bir anda ortaya çıkarır. Marielle’i anlama ve onun yeteneğini kontrol etme arayışında Julia ve Tobias, yalnızca kendi sırları ve güvensizlikleriyle yüzleşmekle kalmaz, aynı zamanda ilişkilerindeki sınırları da sorgulamaya başlar.

Almanya’dan Türkiye’ye

Geçen sene İstanbul Film Festivali’nin Çiçek İstemez bölümünde gösterilen “Elbow/Dirsek”, Almanya’da yaşayan Aslı Özarslan’ın ilk yönetmenlik denemesi. Fatma Aydemir’in Franz-Hessel-Preis ve Klaus-Michael Kühne Ödüllü Almanca romanı “Ellbogen”den uyarlanan film, Berlin’de yaşayan 17 yaşındaki Hazal’ın hikâyesini anlatıyor. Hazal’ın en büyük hayali, ailesinin pastanesi dışında bir gelecek şansı yakalayabilmektir. 18. yaş gününde, sıkıcı yaşamında uzaklaşıp Berlin’de arkadaşlarıyla eğlenmek ister. Ancak yaşanan trajik bir olay sonucu hiç gitmediği Türkiye’ye kaçmak zorunda kalır. Hazal’ı Melia Kara canlandırırken Jale Arıkan da kadroda yer alıyor.