Muhbirlerin koruyucusu

Yıldızı iyice parlayan Riz Ahmed’in başrolünde yer aldığı “Relay/Takip”, eski usul gerilim filmlerinin izinde giden bir kedi-fare oyunu anlatıyor.

Muhbirlerin koruyucusu
Yayınlama: 13.09.2025
A+
A-

MÜJDE IŞIL- Michael Mann’in yönettiği ve başrollerini Al Pacino ile Russell Crowe’un paylaştığı 1999 yapımı “Insider/Köstebek”te, bir muhbirin eski işvereni tarafından itibarsızlaştırma çabalarına ve baskılara karşı mücadelesini izlemiştik. David Mackenzie’nin yönettiği ve Justin Piasecki’nin senaryosunu yazdığı “Relay/Takip” işte bu ‘muhbir’ hikâyesini farklı bir açıdan ele alıyor.

“Takip”, Hoffman adlı bir çalışanın eski patronuyla yaptığı görüşme ile başlıyor. Mann’in filminin aksine Hoffman, çalıştığı şirkette dönen dolapları ifşa etmek yerine parasını alıp ortadan kaybolmayı seçiyor. Onun bu işi parayla kapatmasını sağlayan ise bir ‘muhbir koruyucu’ ve onun yeni müşterisi için yaptığı planlar umduğu gibi gitmiyor.

“Takip” özellikle ‘70’ler sinemasını anımsatan, eski usul bir gerilim filmi. Başkahramanı da öyle… En büyük gücünü de buradan alıyor. Çünkü soluksuz aksiyon yerine karakterlerinin iç dünyalarını önceliklendiriyor. Gerçek adını ancak filmin sonlarında söyleyen kahramanımızın durumu, Gene Hackman’ın rol aldığı “The Conversation”ı anımsatıyor. Ancak önemli bir fark var: Karakter, Riz Ahmed’in Oscar’a aday olduğu “Sound of Metal”deki performansına odaklanarak yaratılmış gibi. O filmde Ahmed, işitme duyusunu kaybeden bir davulcuyu canlandırmıştı. “Takip”te de Ahmed’in sesini neredeyse filmin yarısında duyabiliyoruz ve karakterinin işaret diliyle anlaşabildiğini de görüyoruz. Müşterileriyle iletişim kurma şekli ise işitme engellilere yönelik bir aktarım hizmeti. Film, New York çekimleriyle eski dönem Martin Scorsese filmlerini de anımsatıyor.

Etik değil menfaat

Alkol tedavisi gören kahramanımız için ‘muhbir koruyuculuğu’ mesleği de bir nevi bağımlılık. Müşterilerinin paçasını sağ salim kurtarması için bir hayalet görünmezliğinde çalışıyor. Bunun altında kendi geçmişi yatıyor. Film, işin etik kısmına değil, herkesin kazançlı çıktığı menfaat unsuruna odaklanıyor. Bu açıdan çok gerçekçi bir bakış açısı olduğu söylenebilir. Sürprize kadar filmin temposu ve gerilimi kusursuz işliyor. Sırf bu sürpriz için kadın müşterinin neredeyse saat saat ruh hâline odaklanırken başkahramanın iki-üç diyalog ve Müslümanlığının haricinde derinleştirilememesi göze batıyor. Sürpriz kısmından sonra ise çok kolaycı bir finale bağlanıyor. Ama o noktaya kadar seyirciyi avucunun içinde tutmakta çok başarılı. Riz Ahmed her filminde oyunculuğunun nüanslarını daha belirginleştiriyor. Lily James, Ahmed’den rol çalmayı başarıyor. Ama Sam Worthington, kısa rolüyle bu filmde harcanmış. Karakteri daha sert ve kötücül yapılmak istenmiş de vazgeçilmiş, bu yüzden arada derede kalmış gibi duruyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.