III. Uluslararası Mitoloji Film Festivali, bu yıl antik kentlerde “Mitoloji ve Kadın” temasıyla kadın kahramanları hatırlatarak Anadolu mitolojisinin dünya sahnesindeki yerini güçlendirmeyi hedefliyor
Melisa Vardal – Kadim efsanelerin gölgesinde kalan kadın kahramanları yeniden görünür kılmayı hedefleyen III. Uluslararası Mitoloji Film Festivali, bu yıl 22-30 Eylül tarihlerinde “Mitoloji ve Kadın” temasıyla düzenlenecek. Pandora’dan Kassandra’ya, Eurydike’den İnanna’ya kadar mitolojinin yükünü taşıyan ama çoğu kez unutulan kadın figürleri merkeze alan festival; Tralleis’te Seikilos Yazıtı’nın yankılarına kulak verirken kapanışını Troya’nın atmosferinde yapacak. Önümüzdeki yıllarda Göbeklitepe’nin de rotaya eklenmesi hedefleniyor. Mitolojiyi “İnsanlığın Ortak Hikâyesi” olarak tanımlayan festivalin yolculuğunu Festival Koordinatörü Gülşah Elikbank ile konuştuk.
■ Bu yıl festivalin teması “Mitoloji ve Kadın”. Neden bu tema?
Mitolojide çoğu kez erkek kahramanlar öne çıkar, ama aslında hikâyelerin yükünü genellikle kadınlar taşır. Pandora’yı düşünün mesela… Zeus’un öfkesinin aracı olarak dünyaya gönderilir ve bütün kötülüklerin kaynağı gibi damgalanır. Oysa cezayı çeken yine o olur. Kassandra da öyledir; gerçeği bilir, görür ama kimseyi inandıramaz. En trajik kadın seslerinden biridir. Bir de Eurydike var. Orpheus’un acısı destanlaşır ama onun korkusu, kaybı, yok oluşu neredeyse hiç konuşulmaz. Sümerlerin İnanna’sı da aslında kadınların yaşam döngüsünü, ölüm ve yeniden doğuşu temsil eden inanılmaz güçlü bir figürdür. Ama çoğu anlatıda erkek tanrıların gölgesinde bırakılır.
‘Gücümüzü hatırlayalım’
Troya’da ise herkes Hektor’un kahramanlığını bilir; oysa geride kalan Andromakhe’nin acısı çoğunlukla görünmez hâle gelir. Bunlar size tanıdık geliyor mu? Bugün hâlâ benzerlerini yaşamıyor muyuz? Yük yine kadınların omzuna bırakılıyor. İşte “Mitoloji ve Kadın” teması tam da bu nedenle seçildi. Anadolu’nun kadim anlatılarında tanrıçaların, bilge kadınların, güçlü kahramanların sesi hep vardı. Biz bu yıl onların bakışını merkeze almak ve onların gücünü özellikle de günümüz kadınlarına hatırlatmak istedik.
■ Festivalin ‘İnsanlığın Ortak Hikâyesi’ sloganı üzerinden yola çıkacak olursak, mitoloji bugün insanları hangi ortak duygularda ve değerlerde buluşturuyor?”
Gerçekten de mitoloji bugün hâlâ bizleri ortak duygularda buluşturan bir hikâye. Festival sloganımız ‘İnsanlığın Ortak Hikâyesi’ de tam bunu vurguluyor. Hepimiz farklı kökenden gelsek de, mitolojik öykülerdeki kahramanlık, aşk, adalet gibi temel temalar hepimiz için aynı ortak zemini oluşturuyor. Kahramanların isimleri ve hikâyenin dili değişse de insani heyecanlar aynı. Mitoloji bugün de ortak bir paydada buluşma aracı ve bu “ortak” hikâyelere şimdilerde daha çok ihtiyacımız var.
‘Yunan mitolojisinin gölgesinde kalıyoruz’
■ Bu topraklarda doğan pek çok destan var. Anadolu medeniyetleri mitolojisinin dünya mitolojileri arasında yeterince tanındığını düşünüyor musunuz?
Açık konuşmak gerekirse, Anadolu medeniyetleri mitolojisi dünya mitolojileri arasında hâlâ hak ettiği yerde değil. Oysa bu topraklarda doğan hikâyeler yalnızca yerel değil, evrensel bir dil taşıyor. Hititlerin destanlarından Frig tanrıçalarına, Sümer’den miras İnanna anlatılarından Lidya efsanelerine kadar inanılmaz zengin bir mirasımız var. Ama biz genellikle Yunan mitolojisinin gölgesinde kalıyoruz. Oysa Troya’nın, Amazonların, Kral Midas’ın, Kibele’nin sesi de bu topraklarda. Festival tam da bu boşluğu doldurmak için var. Filmlerle, panellerle, kitaplarla, dijital oyunlarla Anadolu ve Türk mitolojisini görünür kılmaya çalışıyoruz.